Harmanlar köterilgen, köyde telaş pitgendi. Bek bir yasalyak iş kalmagandı. Kerşi tarlalar herk etilyik, tugumluklar hazırlanyaktı ama kene de harmandakindey adamdı coryak iş coktu. Kerge kalgan işler golay sayılırdı.
Havalar arüvdü. Keşeleri cıllı bolatandı. Köylü harmandı köterdikten sona satyagını satgan para yönünden birtikiy rahatlagandı. Toylardın, sünnetlerdin, nişanlardın arkası kesiliyatırdı.
Harman zamanı işlerdin köplügünden bulusamaytan caslar anca bu toylarda görüşebiletandı. Harman piteli gayrı toplanıp gıdırmaga baslaganlardı. Gardaşlıklar, gardaşlıklarını tapgan, aksamları toplanıp şay işip, kagıt oynap gonuşatanlardı. Kündüz boldumu herkes kene işinde küşündeydi…
Köydün orta cerinde , coldun şetinde dört bes cas oturgan, elektrik tiregindeki lambadın aydınlalttıgı duvardın tibinde hararetli gonuşup turulardı. İşlerinden en uzun bolganı, iri carı, babacigit, esmer, kara gaşlı gara gözlü bala, canında oturgan uzun ama zayıf, esmer balaga dönüp,
- Taksin, erten üyleden sona hepimiz toplaşıp ketermiz Gulu'ga. Hem olay ta aruv bolur. Bir kisi ketmesin. Barabar cürüp keter, cürüp kelirmiz. Hem gıdırmış bolurmuz.
Uzun boylu, zayıf bala, Taksin, gonuşkan balaga karap,
- Olay diysin ya Arif , atarbaman barıp kelsek ta aruv bolmaz mı ? Akanga aytavuy, Gulu'ga ketiyikmiz de.
Onlardın gonuşganını tınlap turgan iri carı, kilolu, esmer anav bir bala ayakga turup, onlardın konuşmasını kesti,
- Yav, uzatmanız ta işte navdu… Arbaga kerek cok, netyiksin arbadı ? Cürüp ketip kelirmiz.
Caslar Kerim atlı baladın ayttıklarını ses şıgarmay, baslarıman onayladılar. Hepsi keri künlük olaylardı konusup basladılar. Bir ara turup köydün işinde gıdırdılar. Vakit keştikçe birer birer üylerine dagılıp kaldılar.
Ertesi kün üyleden sona, aynı cerde toplaştılar. Hepisi beş castılar. Ta heş birövü asgerligini yasamagandı. Aldılarında , asgerge ketmek üşün eki harman ta bardı. Okulga da ketmegendiler. Heş birönün okuması cazması coktu. Birtek gayma hesabını biletandılar. Hepisi üstlerine baslarına tüzgün bişiyler kiygendi. Gulu'ga ketiyiklerdi. Ketyikleri cer pek de uzak sayılmazdı. Eki saatge galmaz barırlardı. Toplaşıp, biraz gonuştuktan sona şugul şugul cürüp colga tüstüler. Colda da Gulu' da ne etiyiklerini gonuşubyatırdılar. Bir ara işlerinden birövü, Taksin, caslarga,
- Toylarda heş iştiniz me ? dep soradı.
Avel Arif, arkasından akranlarından ta kısa, zayıf bolgan sarı bala, Bekir cevapladı,
- Cok, işmedim… İşgenlerden kördügümdü bilemen…
- Men de işmedim amma bir kere tadına karadım. Bir acayip tatdı bardı. Adamdın avzunu cagadı… dep ayttı esmer , ince betli bala, Karun.
Hepsi kaş zamandır bir fırsatını tabıp Gulu'ga ketiyikleri kündü beklep turulardı. Gayrı cas bolganlardı. Zamanı kelipte keşiyatırıydı. Col boyu gonuştukları üşün , zamandın kaydiy geşgenini bilmey Gulu'ga kirgenlerdi. Ekindi boldu, bolyadı. Hepsi barabar kırgavesine bardılar. Kırgavesi dengen cer, Angara colunun eki yagında, sıra sıra kerpişten, şimentodan yasalgan binalar, üyler, tükkanlardın, kavelerdin, üken bir otel dengen yüksek camlı bir binadın boldugu şarşı ceriydi. Kalabalıktı. Bir köp kisi bardı, her bırı ayrı ayrı köylerden… Köylerden kelgenler, Gulu'da yasaganlar hep o cerdeki tükkanlardan, kasaplardan, manavlardan, toptancılardan alışveriş etetandı. Coldun karşısına geştinmiydi, tömenge tüsüyatırkende solda belediyedin binası bardı. Karşısında da jandarmadın binası. O coldun tömeninde de bir üken meydan bardı. O cerde de bir köp tükkanlar , pazar ceri bardı. Cuma künü boldumu Gulu köp kalabalık bolurdu.
Caslar kırgavesinde , tükkanlardın birövüne kirip cigaremen öteberi aldılar özlerine. O cerden şıgıp baska baska tükkanları dolastılar. Sonunda almaga keldikleri şiydi satgan tükkandı taptılar. Tükkan kapalı edi. Ne etyiklerini şaşırganlardı. İşleirnden birövü o cerdeki caslardan birövüne ketip sordu. Cas bunlarga, tabıyakları cerdi tarif etip ciberdi. Tarif etilgen tükkandı tapıp işgerge kirdiler. Taksin, masdın canında sandelyedin üstünde oturgen kisige ,
- Selamünaleyküm dayı. Yav kusurga kalma, biz köyden keldik. Rakı alıyıktık, saga gönderiverdiler.
Tükkan saibi caslarga karadı, hepsinin bıyıkları cangi terlebyatırdı. Ta toydular.
- Nirden geliyonuuz genşler böle ?
- Aha, şurdaki tatar köyünden geliyoz dayı . dedi Karun.
Tükkan saibi, özüne cevap bergen casga karap meraklı gözlerminen soradı,
- Baa, goma len. Dügün mü var yoksa ellam..
- Yok dayı, ölesine bi içelim didik.
- Eyi emme gurban, irakı yok bende. Galmadı… şarap virivirsem olur mu geriyannı ?...
Caslar rakı işmedikleri gibi, atını esittikleri şaraptı da heş bilmeytanlardı. Kaydiy bişiydi… Birbirlerini közlerine karap tükkan sahibine sordular,
- O da mı rakı gibi emmi ?
- He ya… O da irakı gibi, tadıda irakıdan da gözeldir..
- Eyi o zaman, ondan vir hele bize. Kaş gayme ola şarap ?
- Yigen, bir lira yirmibeş guruş bi denesi. Emme siz galabalıksınız, bi dene yetmez size. İki dene verem anca yiter…
- Olur emmi. Ekisi kaç gayme idiyo ?
- Eki buçuk gayme ider.
- Temam emmi vir hele eki dene…
Caslar kiselerindeki temir paralardı şıgarıp saydılar. Tükkan saibine uzattılar. Adam paraardı sayıp masadın şekmecesine saldı. Paradı uzatgan casga,
- Lira hisabını biliyonuz emme okuma yazmanız var mı yigen ?
-Yok emmi, bilmiyoz heş birimiz…
- Eyi ,eyi…dep küldü adam.
Üyerden raflardın birövüne uzanıp eki tane sisedi alıp keldi. Bir kagıtda sarıp caslarga uzattı.
- Aha bu, gördüü şarabı yigenim. İrakıdan gözeldir tadı. Emme biraz sirke gibim kokar. Tadı da benzeyiviriyo sirkeye… Emme sarhoşlukta irakıdan pek de geri galmaz laf aramızda…
Caslar siselerdi alıp, kiyimlerinin iş kiselerine saldılar. Tükkandan şıgıyatırkende adamga,
- Hadi saglıcakla galasın emmi, deyip colga şıktılar. Kırgavesinden şıktıktan sonra üyler azalgandı. Vakit ekindidi geşiyatırdı. Aksamga kalmaz köyge barırlardı. Akırın akırın cürübyatırkende, külüp ,şakalaşıp, konuşup turdular. Gulu epey keride kalgandı. Bir ara Bekir caslarga,
- Köyge barıp işmeyik navdu. Hem laf bolur hem de kelgen ketgen bolur haber alıp.Colda cürüyatırkende işsek ne bolur ?
Bolurdu bolmazdı dep konuşuyatırkende, sisedin birövünü tasıytan Kerim, sisedi şıgardı. Gızıl cam sisedin üstündeki kağıtta üken bir cüzüm salkımının resmimen birköp alengirli cazılar cazılıydı.Sisedin avzundaki tıpasını epey ugraşıp, zormunan işine ittip tüsürdü. Siseden keskin bir koku cayıldı. Caslar ta konuşupyatırı ediler. Aştıgı sisedi avzuna aketip bir cudum işti.
- Iyyy !... Bu kaydiy bişiy eken bulay ? bir koş tadı bar… dep betini ekşitti.
Anav caslarda sırasıman sisedi alıp hem üztündeki resimmen cazılarga karadılar hemde birer cutum alıp iştiler. Hepside tadını, kokusunu begenmegenlerdi ama şaraptın da kaydiy bişiy bolganını bilmeytandılar. Her birövü, sarap bulay bişiy bolsa kerek dep Gulu'da aldıkları fıstıkman leblebidi canında şerez etip cediler.
Bu yaşga kadar heş birövü işgi işmegendi. Sadece köy cerinde toy bolganda, işgen ükenlerinin sarhoşluklarını, ayakta turamayışlarını, sallanıp cürüyüşlerini, attıkları naralardı, kınşık şoyruk şektikleri halaylardan biletanlardı.Gayrı özlerininde asgerlik yaşları kelyatırdı. Özleride ükenlegen, cas bolganlardı. Şimdi işmek lazım keletandı, dep düşünetandılar.
Sisedi elden elge dolaştırıp hem iştiler hemde gonuştular, gonuştular. Bir zaman sona köy aldılarındaydı. Sisedi de işip pitirgenlerdi. Coldun kenarına attılar. Caslardan birövü,
- Maga bişiy boladı yav, basım tönedi, dedi
Anav caslarda benzer şiyler aytmaga basladılar.
- Sarkoş bolduk heralde…
- Olay boldu, dep karşılık berdi bir başkası.
Birövü türkü cırlamaga basladı , birövü ta eslik etti sona hepsi birden cırlamaga basladılar.Bekir, canındaki casga tutunup,
- Gardaşlık, men sarkoş boldum ellam. Ayaklarım dolanadı karasana. Basım da bir koş boldu. Dedi
- Men de olay gardaşlık, dep ayttı Karun.
Aksam bolyatırkendi. Harman cerine barıp karangı, kutu bir cerge şöktüler. Kiselerindeki şerezlerdi ortaga salıp anav bir şarap sisesini de aştılar. Gene sohbet etmege, külmege basladılar. Bir zaman sona o sisedi de bitirgenlerdi. Hpsi birden ayakga turganda, birbirlerine tutunup cürümege basladılar. Bir caz anav birövüne yaslanıp,
- Ayakta turamayman gardaş, ciberme meni, ıslap tur…
- Cüklenmeta goçum. Men de sendey sarkoşman. Sen de meni ciberme, cıgılırman sona…
Birbirlerine tutunup bir zaman harman cerinde dolaşıp turdular sona köydün işine kirdiler. Vakit keşe carısına baryakta üylerine anca dagıldılar. Sarkoşluk bulay bolsa kerek dep düşünüyatırdı köbü cattıgı tösekte.
Aynı saatlerde Guluköyünde, Kırgavesi'nde bir kavede, üş dört kisi bir masadın etrafına oturgan şay işibyatırlardı. Kavedin işi hala kalabalıktı. İşgerisi dumandan geşilmeytandı. Herkes bakırıp gonuşganından baya gürültülüydü.
Masada oturgan adam , canındakilerge külüp külüp bişiyler anlatıp turuydu. İşlerinden birövü anlatgan kisige sordu,
- Eee, Nördün ya ?
- Nörüyüm , irakı youdu bende genşlere soruvirdim, okumanız yazmanız varmı deyi, yok didiler…
- Eee, sona ne oldu bacanak, ne virdinkine ?
- Ne olcamı var , eki dene sirke virdim ellerine şarap deyi, gönderivirdim…
- Yapma yav, essahtan öle mi ittin hele gurban ?
- He valla. Essahtan sirke virdim şarap deyi… İştiler mi işmediler mi ötesini bilemem gayri…
- Vay gavurun dölü hele, sende az değilsin hani…
Ö.Hakan BENLİ
06.03.2007
Antalya